Bu Blogda Ara

11 Nisan 2019 Perşembe

Kimdir Bu Ergoterapist?


"Ergoterapi" telaffuzu ne kadar kolay. Peki sadece sözlük anlamını incelersek nedir bu kelimenin anlamı? Ergo; iş, beceri, uğraşı, hareket, eylem, davranış anlamına gelmektedir.Terapi sözcüğü ise bakım, iyileşme manasında kullanılır. Peki insan ne anlama gelmektedir? İnsan; memelilerden, iki eli, iki ayağı bulunan, iki ayak üzerinde dik bir biçimde dolaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan, en gelişmiş canlı sayılan yaratıktır. Peki düşünmek yeterli midir, düşündüğünü hareketlerinle ortaya koyamadıktan sonra? Yukarıdaki tanımlardan anlaşılacağı üzere ergoterapi aslında insanı insan yapan, insanca yaşaması için gerekli becerileri kazanmasına hizmet eden bir sağlık mesleğidir. O zaman ağız dolusu ergoterapi insan olma yeteneği kazandıran bir meslek demek çok da yanlış olmaz.

Ülkemizde yeni tanınmaya başlayan, yurt dışında köklü bir mazisi olan , ergoterapistlik mesleğinde ise kişiye yaklaşım diğer mesleklerden farklı olarak sözde değil tam anlamıyla bütüncüldür. Kişi hem biyolojik hem psikolojik bir varlıktır. Bunun da getirisi olarak ergoterapistler kişiyi incelerken sadece fiziksel hastalığına odaklanıp belli hareketlerle tedavi yürütmez ya da sadece kişinin psikolojik durumuna odaklanıp seansını bitirmez. Ergoterapist kişinin bir bütün olduğunun bilincinde olup seansında hem kişiyi psikolojik olarak hem de fiziksel anlamda tedavi etmeye gayret eder ve kişinin sosyal hayatını da dikkate alarak seans bitiminde hayatta da kişiyi değerlendirir. En çok akıllardaki soru ise peki ergoterapistin fizyoterapistten farkının ne olduğudur. Kişiyi sadece fiziksel anlamda destekleyen, tedavi edici hareketler sonrası seansını bitiren fizyoterapistin aksine ergoterapist kişiye öncelikle en çok yapmak istediği aktiviteyi sorar ve bunun neticesinde o aktivite üzerine seansını oluştururken aynı zamanda kişinin psikolojisini de tedaviye katarak tam bir iyileşme sağlamayı amaçlar. Ergoterapist, kişiye günlük işlerini yapmasında da destek olur. Örneğin bizler sabah kalkıp yüzümüzü yıkıyoruz, saçımızı tarayıp, üstümüzü değiştiriyoruz, daha sonra ise kapıyı açıp ayakkabımızı giyerek dışarı çıkıyoruz. Düşünün ki bu aktivitelerin birinde takıldınız ve kapı kolunu açamadınız. İşte bu noktada size uzanacak el ergoterapistten gelmektedir. Her ne kadar kardeş meslekler olup hasta merkezli değerlendirmede yan yana dursalar da şu sözün uygun olacağını düşünüyorum: "Fizyoterapist yürümeyi, ergoterapist ise dans etmeyi öğretir."

Ergoterapist kimlerle çalışma yürütür diye düşünürsek, çok geniş bir çalışma sahası olduğu anlaşılacaktır. Şimdi uzun tanımlara gerek yok, bilgisayarda her sitede bulabileceğiniz tanımların özeti olarak ergoretapist hemen hemen tüm hasta gruplarıyla, her yaştaki insanlarla ve bunun yanında histerik olarak kendini hasta eden insanlarla da çalışır. Belki bir seansında farkındalığı gelişmediği için çevresini annesini algılamayan çocukla çalışıp ona annesini tanıtır ve anne demeyi öğretir. Belki de ev işlerini yapamadığı için kendisini eksik hisseden bir kadınla çalışır ve onun tekrar yemek yapmasını sağlar, mutfağını düzenler. Diğer bir tarafta başka bir ergoterapist ise kendi kendine üstünü giyemeyen biriyle çalışır ve onun ceketini tekrar yardımsız giymesi için düşünür ve yardımcı araç geliştirerek giymesini sağlar. Titremesi olan, ekstremitesi ampute olmuş, az gören veyahut hiç görmeyen, doğuştan gelen hastalığı olan ya da madde bağımlısı olan, şizofrenik bireyler, daha kimler kimler... Ergoterapistin tüm bu bireylerle çalışarak onların günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırması sonucu kişi günlük hayatında özgürleşir, başkalarına bağımlılığı azalır. Herkesin en temel hakkı özgürlüktür, ergoterapist aslında kişileri özgürleştirerek en temel haklarını onlara verir.

Burcu Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder